OTANTİK SANAT

"Homonoia’nın Akıl ve Kalp Sembolü: Bizans’ın 6.-7. Yüzyıl Altın Yüzüğü"

  • Başlık: Altın Evlilik Yüzüğü
  • Tarih: 6.–7. yüzyıl
  • Kültür: Bizans
  • Ortam: Altın
  • Boyutlar: Dış çap 21.6 mm; Yüzük kısmı 9.7 x 9.1 mm; Ağırlık 10 g; ABD boyutu 7 ¼; İngiltere boyutu O
  • Sınıflandırma: Metal İşçiliği - Altın
  • Kredi Satırı: Griffin Koleksiyonu
  • Erişim Numarası: L.2015.72.5

Bu altın yüzük, Bizans dönemine ait olup, hem estetik hem de kültürel açıdan önem taşır. Homonoia kavramının izlerini taşıyan bu tür objeler, tarih boyunca birlik ve uyumu simgelemek için kullanılmıştır. Yüzük, Bizans sanatında ve metal işçiliğinde yüksek bir ustalık seviyesini yansıtır ve dönemin kültürel ve sosyal bağlamına ışık tutar.

Homonoia, düzen ve birlik, tek akılda olma veya kalplerin birliği anlamına gelen bir kavramdır. Bu kavram, klasik Yunan siyasetinde ve özellikle Büyük İskender'in yönetim anlayışında önemli bir rol oynamıştır. Homonoia, bireylerin, şehir devletlerinin veya imparatorlukların içindeki çeşitli gruplar arasında uyum ve dayanışma sağlama amacı güderdi.

Klasik Yunanlılar ve Homonoia

Homonoia, klasik Yunan döneminde, özellikle şehir devletleri arasında huzur ve düzeni sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Yunanlılar, Homonoia’yı kendi şehir devletlerinde hizip çatışmalarının yokluğu olarak görmüşlerdi. Bununla birlikte, Yunanlılar dış kültürleri genellikle "barbar" olarak adlandırmışlardı. Bu bakış açısı, Yunan bilim adamı Aristoteles'in ünlü görüşlerinde belirgin bir şekilde ortaya çıkar: Aristoteles, öğrencisi Büyük İskender’e Yunanlılara dost gibi davranmasını, ancak Yunan olmayanlara düşman gibi yaklaşmasını tavsiye etmiştir.

Ancak, bilim adamı Isokrates, bu dar bakış açısını genişletmiş ve Yunan olmayan dünyadaki insanların Yunan kültürüne dahil olabileceklerini savunmuştur. Isokrates, Makedon Kralı II. Philip’in sarayında geçirdiği süre boyunca bu kavramı etkili bir şekilde yaymış ve Philip II, bu fikirleri Pers İmparatorluğu'na karşı Yunan şehir devletlerini bir araya getirmek için kullanmıştır. Philip’in suikaste uğramasının ardından, oğlu Büyük İskender, bu kavramı daha da genişletmiş ve imparatorluğunda uygulamaya koymuştur.

Büyük İskender ve Homonoia

Büyük İskender, Aristoteles’in tavsiyelerine rağmen, Homonoia kavramını sadece Yunanlılarla sınırlı tutmamış, bunu imparatorluğunun tüm bölgelerine yaymak istemiştir. İskender, fethettiği kültürlerin geleneklerini benimsemiş ve kendi imparatorluğunda kültürel ve politik bir entegrasyon sağlamaya çalışmıştır. Bu bağlamda, Perslerin kıyafetlerini, saray geleneklerini ve sembolik ritüellerini benimsemiş, hatta proskynesis gibi ritüelleri uygulamıştır. Ayrıca, imparatorluğunun birliğini ve uyumunu güçlendirmek için, ordusunun subaylarını yerel halkla evlendirmiş ve yerel gelenekleri desteklemiştir.

İskender, geleneksel Pers satraplarını yerinde bırakmanın yanı sıra, Makedonları yeni vergi ve maliye dairelerinde görevlendirerek daha homojen bir yönetim yapısı oluşturmayı hedeflemiştir. Ölümünden sonra, İskender’in reformları, ardıl devletler tarafından büyük ölçüde devam ettirilmiş ve imparatorluğun kültürel mirası korunmuştur.

Romalılaşmış Doğu'da Homonoia

Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altındaki şehirlerde, özellikle yoğun şehirleşmiş Doğu bölgelerinde, Homonoia kavramı önemli bir sembolik işlev görmüştür. Roma döneminde, Homonoia şehir içi gerilimlerle başa çıkmak ve farklı şehir devletlerini birleştirmek için kullanılan bir araç haline gelmiştir. Karia’daki Aphrodisias’ta inşa edilen Homonoia tapınağı, MS 1. yüzyılda bu kavramın somut bir örneğini temsil eder. Tapınak, şehirlerin prestijini artırmak ve bölgesel ittifaklar içinde gücü simgelemek amacıyla kullanılmıştır. Aphrodisias sikkelerinde Homonoia efsanesi, tanrıların ve şehirlerin sembollerini bir araya getirerek, kentin siyasi ve kozmik alanları arasında bir bağ kurmuştur.

Yunan retoru Dio Chrysostom, MS birinci yüzyılda İznik ve Nikopolis arasında yaşanan gerilimleri çözmek amacıyla Homonoia’yı teşvik etmeye çalışmıştır. Bu tür girişimler, Roma döneminde Homonoia'nın şehirlerarası uyum ve birlik sağlama işlevini sürdürdüğünü gösterir.